Bel ve sırt ağrıları
Her insan hayatının bir bölümünde mutlaka bel ağrısıyla karşı karşıya kalıyor. Hatta, insanoğlunun iki ayağının üstünde durmaya başladığı günden bu yana belinin ağrıdığını söylemek yanlış olmaz. Kişilerin yüzde 80’i yaşamlarının herhangi bir döneminde bel ve sırt ağrısından yakınırlar. Bel ve sırt ağrısı yakınması yaşayanların yüzde 5-10’unda ağrı bir süre sonra kronikleşir. Bel ve sırt ağrıları, 45 yaş altı çalışanlarda; fiziksel fonksiyonları kısıtlayan, sakat bırakan en sık nedenlerin başında gelir.
Bel ve sırt ağrısının en sık görülen nedeni (yüzde 85-90) vücudun yanlış kullanımına ve kötü duruşa bağlı olarak yumuşak dokuların (kaslar, bağlar, eklemler gibi yapıların) zorlanmasıdır. Öte yandan doğumsal bozukluklar, travma ve buna bağlı kırıklar, bel ve sırt disk hastalıkları, bel ve sırt kireçlenmesi, omurların kayması, romatizmal hastalıklar, osteoporoz gibi kemik hastalıkları, yumuşak doku romatizması, tümörler ve enfeksiyonlar oluşturmaktadır. Ayrıca sindirim, üreme, boşaltım sistemleri gibi diğer bölgelerden yansıyan ağrılar ve psikolojik kökenli ağrılar, bel ve sırt ağrılarının önemli nedenlerini oluşturmaktadır.
Özellikle son yıllarda bel ağrılarında görülen artışın en önemli nedeni, hareketsiz yaşam tarzı ve kilo artışıyla birlikte bel ve sırt kaslarının zayıflayarak bel bölgesine binen yükün artmasıdır. Değişik nedenlere bağlı olarak farklı bel ağrıları görülse de, yanlış bir inanış bel ağrılarının çoğunlukla bel fıtığından kaynaklandığının sanılmasıdır. Oysa bel ağrılarının çok azı bel fıtığından kaynaklanmaktadır. Genellikle genç yaşlarda bir yerden düşme, ağır kaldırma veya spor yaparken ters bir hareket yapma gibi durumlarda aniden ortaya çıkan bel fıtığı, özellikle orta yaş ve üstünde hiçbir zaman tek başına görülmüyor.
Bel ve sırt ağrısına yatkınlığı; işle ilgili nedenler, kişisel nedenler ve psikolojik nedenler olarak üçe ayırabiliriz. İşle ilgili nedenleri; sürekli aynı pozisyonda çalışmak, öne eğilerek çalışmak, kalçalar ve ayaklar sabitken gövdeyi döndürmek, ağır kaldırmak ve taşımak, tekrarlayan aktiviteleri gerektiren işlerde çalışmak ve titreşime maruz kalmak olarak sayabiliriz. Kişisel nedenler; günlük yaşamda hareketsiz bir yaşam şeklinin benimsenmesi, sırt-bel ve boyun kaslarının güçsüzlüğü, şişmanlık ve sigara içmektir. Psikolojik nedenler arasında ise iş memnuniyetsizliği, monoton iş yaşamı ile aile ve iş hayatındaki sorunlar yer alır.
Bel ya da sırt ağrısıyla hekime başvuran bir hastanın öncelikle fizik muayenesi yapılır. Ardından hastanın durumuna göre bel ve boyun filmi, bilgisayarlı tomografisi, MR görüntüleme, elektromyografi ve sintigrafisi çekilir, kan tetkikleri istenir.
Bel ve sırt ağrısından oluşmadan önce korunmak mümkün müdür? Bunun için nelere dikkat etmek gerekir?
Öncelikle belirtmek isterim ki kişilerin dörtte üçü eğitim programları ile bel ve sırt ağrılarından korunabilirler. Bel ve sırt ağrısından korunmak, tedaviden çok daha kolaydır. Bunun için öncelikle günlük hayatta, ayakta dururken ve otururken kişinin duruşuna dikkat etmesi gerekir. Öncelikle mutlaka dik durmaya dikkat edilmelidir. Ayrıca ağırlıkların doğru bir şekilde kaldırılması ve taşınması, uzanma, dönme ve öne doğru eğilme hareketlerinin doğru bir şekilde yapılması gerekir. Diğer bir önemli nokta da günümüzün önemli bir vaktini geçirdiğimiz yataklarımız. Yatağın doğru seçilmesi ve yatağa doğru bir şekilde girip çıkılması bel ve sırt ağrılarının önlenmesinde çok önemli bir adımı oluşturur. Bir diğer önemli nokta da düzenli egzersiz yapılmasıdır.
Bilgisayar karşısında, sandalye veya koltukta otururken mutlaka dik pozisyonda olunmalıdır. Dik bir şekilde oturmayı alışkanlık haline getirmelisiniz. Doğru oturma pozisyonunda diz eklemleriniz kalça eklemlerinden daha yüksekte olmalı, ayak tabanlarınız yere tam olarak temas etmelidir. Otururken zaman zaman pozisyon değiştirmeniz iyi olur.
Sandalyeden kalkarken bir ayağınız diğerinin önünde olmalı, bacak kaslarınız ve kollarınızın yardımıyla kendinizi yukarıya doğru iterken sırtınız dik pozisyonda bulunmalıdır.
Ofıste masa sandalye bilgisayar ilişkisi daima önerilen ölçülere uygun olmalı.
Aynı oturma pozisyonunu 30-40 dakikadan fazla devam ettirmemelisiniz.
Ev kadınları çamaşır asarken yukarıya doğru uzanarak belini germemeli. İpin seviyesi mutlaka kadının boyuna göre ayarlanmalı.
Ağırlık taşımak gerekiyorsa, yükü her iki ele de eşit olarak paylaştırın. Ağır yükü, belden daha yükseğe kaldırmayın. Ayrıca eşyayı gövdeye yakın tutun.
Bir cismi kaldırmadan önce onun ne derecede ağır olduğunu tahmin etmeye çalışın. Kaldırma işlemine geçmeden önce cismi hafifçe yoklayarak ve ağırlığı hakkında tam bir fikir edindikten sonra kaldırın. Bir cismi yerden alırken dizlerinizi bükerek ve çömelerek alın. Belden eğilmek doğru bir hareket değildir. Yükü, belle değil bacaklarla kaldırın. Bir eşyayı alırken ona doğru uzanmayın, yanına iyice yaklaşın.
Belin ağrıdığı dönemlerde alafranga tuvaletler tercih edin. Tuvalete otururken ve kalkarken bir elinizi destek olarak kullanın.
Yataktan kalkarken önce tam yan dönün, daha sonra ellerinizle yandan destek alırken bacaklarınızı kıvırarak oturur pozisyona geçin ve kalkın. Yatmak için bu işlemleri tersten uygulayıp yatağa uzatın. Yüzüstü ve sırtüstü dümdüz yatmaktan mümkün olduğunca kaçının. Uygun olanı, kalça ve dizlerinizden çekerek bacaklarınızı toplayarak ve ana rahmindeki gibi yatmaktır. İki bacağınızın arasına yumuşak bir yastık koymanız da iyi olur. Ağrılı dönemlerde gün içinde usulüne uygun olarak yapılan 10-15 dakikalık istirahatler rahatlatıcıdır.
Dışarıda ya da kapalı bir yerde bir süre ayakta beklemek gerekiyorsa tek ayağınızın altına 15-20 santimetre yükseklikte bir cisim koyarak hafifçe yükseltin. Bir süre sonra diğer ayağınızı koyun. Yine ayaktayken belinizi sağa veya sola doğru döndürüp eğilerek yerden bir şey almayın. Dönmeniz gerekiyorsa belinizle değil, ayaklarınızla dönün.
Ayakkabınızı bağlamanız veya benzer bir hareket yapmanız gerekiyorsa, çömelerek veya yüksekçe bir cismin üstüne basarak yapın.
Otomobil kullanırken koltuğunuzu, dizlerinizin ve kalçanızın biraz yukarısında olacak şekilde ayarlayın.
Bel ve sırt ağrılarını önlemek ve iyileştirmek için en uygun spor sırt üstü yüzmedir. Yüzme; bel, sırt kaslarının güçlenmesi ve omurga hareketliliği için oldukça önemlidir. Haftada üç dört kez, 20-30 dakika yüzme oldukça idealdir. Eğer yüzmek mümkün değilse her gün en az 15 dakika yürümek de çok uygun bir egzersizdir. Yürüme mesafesi her gün giderek artırılmalıdır. Öte yandan kişi sağlıklı olsa bile her gün kaslarını güçlendirici egzersizler yapmalıdır. Karın, sırt ve kalça kaslarının vücudun doğal korsesi olduğunu unutmayın.
Egzersiz yaparken ani ve zorlayıcı hareketlerden kesinlikle kaçınılmalı. Hemen ağır hareketlere başlanmamalı, başlangıçta mutlaka ısınma hareketleri yapılmalı. Egzersiz hareketlerinin sayısı ve süresi yavaş yavaş artırılmalı.
Çok sık görülen bel ve sırt ağrısı bir süre sonra kişinin ayaklarında ve bacaklarında ilerleyen bir güçsüzlüğe neden oluyorsa ve kişi bir süre sonra idrar ya da dışkı kaçırmaya başladıysa mutlaka bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına başvurmalıdır.
Genellikle ani başlayan bel ağrılarının büyük çoğunluğu, istirahat, ilaç tedavisi, fizik tedavi gibi yöntemlerle tamamen düzelmekte ancak bu tür ağrıları olan bazı kimselerde de bu ağrı kronikleşerek çok daha uzun sürmekte ve yukarıda sayılan tedavilerle düzelmemektedir. Kronikleşen bel ve sırt ağrılarında ilaç ve korse kullanımı, enjeksiyonlar ve psikoterapi tedavi yöntemleri uygulanabilir.
Bel ve sırt ağrıları çok sık olmamakla cerrahi yöntemle de tedavi edilebilir. Hastaların ancak yüzde 2-5’inde cerrahi uygulanabilir.